Bizler, ilişkilerimiz nasıl olursa olsun, istesek de istemesek de ait olduğumuz aile sisteminin ayrılmaz bir parçasıyızdır. Hepimizin bir anne, bir de babası vardır. Bu nasıl biyolojik bir gerçeklik ise, erken çocukluk dönemimizde en büyük isteğimizin özellikle annemize sonra da babamıza “ait olmak-ait hissetmek” oluşu da ilk insanlardan bize kadar geçmiş köklü bir içgüdüdür.
Parçası olduğumuz aile sistemini işte bu aidiyet ihtiyacı ile algılar, buna uygun davranışlar hatta kaderler ediniriz. Bu ait olma ve bağlanma süreciyle birlikte anne babalarımıza ait olan ya da belki onların da kendi ebeveynlerinden edinmiş oldukları travmalar bizlere aktarılır. Bu travmalar yalnızca aile yaşantımıza ve ilişkilerimize değil, her türlü ikili ilişkimize, işimize, sağlığımıza, bolluk ve bereketimize yani aslında hayatımızın her alanına yansımış olabilir.
Tüm bu bilgiler ışığında, Aile Dizimi, Bireysel Görüşmeler ve Transaksiyonel Analiz çalışmaları biz farkında olmadan etkilendiğimiz atalarımıza kalbimizi açmamızı sağlayarak nesiller boyunca bize aktarılan yaşam gücüyle köklerimizi derinleştirirken, yaşamımıza baktığımız ve aslında bize ait olmayan pencereyi, dolayısıyla algımızı dönüştürebilmemizi sağlar..
Yaşamımızda duygusal ya da işlevsel zorluğa neden olan, bağlanma yoluyla nesilden nesile aktarılan tüm travmalar ile bunların kendimizi nasıl etkilediğini anlayabilir ve çözüme ulaşabiliriz. Zira kendimizle iletişim kurma biçimimiz hem yaşamla hem de yaşamdaki tüm kurduğumuz ilişkileri yansıtmaktadır.
Bu çalışmalar sayesinde ayrıca en yakınımızdaki kişilerle olan iletişim sorunlarını ve altındaki nedenleri çözerek, yerine daha sağlıklı, güvenli iletişim kanalları kurmayı; kendimizi ve çevremizi nasıl daha iyi dinleyebileceğimizi öğrenerek, “kendimizi nasıl en sağlıklı şekilde bir yetişkin gibi ifade’ edebiliriz?” sorularına cevaplar bulabiliyoruz. Bununla birlikte geçmişte takılı kalmış ‘Çocuk Bilinci’nden veya gelecek kaygıları yaşayan ‘Ebeveyn Bilinci’nden bugün yaşadığımız hayatın sorumluluğunu güvenle alabilen ‘Yetişkin Bilinci’ne nasıl geçebileceğimizi deneyimleyerek kendi sorunlarımıza kendi yöntemlerimizle cevaplar vermeyi keşfederek öğreniyoruz.